Fragmanından gördüğümüz kadarıyla beklentilerimizin üzerine çıkmakta. İlk filmi 2014 çıkan Galaksinin Koruyucuları 2017 de yeni maceraya atılmakta. Marvel evreninin farklı boyutunu anlatan Galaksinin Koruyucularının daha birçok devam filmi geleceği benziyor. Film kötüde olsa iyi de olsa sevimli karakter Mr.Groot bu filmde ön plana çıkacağı kesin.
28 Şubat 2017 Salı
La La Land - Aşıklar Şehri
Türkçe İsmi :
Aşıklar Şehri
Yapım Yılı : 2016
Tür : Müzikal -
Romantik
Süre : 2 Saat 8
Dakika
Yönetmen : Damien
Chazelle
Oyuncular : Ryan
Gosling - Emma Stone
imdb puanı : 8.5
Müzikal olarak bu kadar ilgi göstereceğimi aklımdan
geçirmezdim. Hatırlayalım eski kaliteli müzikalleri daha doğrusu müzikli
filmleri:
Batı Yakasının Hikayesi (West Side Story - 1961) , Grease
(1978) , Kırmızı Değirmen (Moulin Rouge - 2001) , Chicago (2002) , Sefiller
(Les Miserables - 2012) bu şekilde en azından benim seyrettiğim kaliteli
müzikli filmler bu şekilde. Aşıklar Şehri filmini incelemeye başlamadan önce
kısa bir bilgi 14 dalda Akademi Ödüllerine aday olan tek müzikal ile rekor
kırdı ve rekoruna ortak olduğu diğer yapımlar ise All About Eve (Perde Açılıyo-
1950) , Titanic (1997) filmleridir. Oscar sonuçları açıklandığı için yazalım 6
dalda ödüle sahip oldu. bu ödüller arasında en iyi yönetmen ve en iyi kadın
oyuncu oscarı da bulunmaktadır.
Film İncelemesi:
İnişlerimiz çıkışlarımız olur hayatta. ve bu döngü halinde
devam ediyor. Kimi zaman kış olur üşür insan, kimi zaman da yaz olur uçar
görülmeyen kanatlarıyla. Mevsimler geçmekte olsa da yaşam devam etmekte filmin
mesajlarından biri bu işte yaşam devam ediyor. Bir aşk filmi romantik bir film
olduğu için gayet de normal görünmekte bu alt yapı ile işlenmesi.
Mevsimlerden kış olsa şimdi. Kış adı üstünde ağır, kasvetli
ve serttir. Ne yaparsak yapalım üzerimizden atamayız o ağır kütleyi.
Ümitsizliğin mevsimi kıştır sonbahar her ne kadar o rolü üstlense de kış
ümitsizliktir ama en çok da hayal kurduğumuz mevsimdir. Zamansız terkedişin
noktası kıştır ama aynı zaman da hem isyan etme hem de uyumsamaya başladığımız
dönemdir de. LaLa Land kışla girer perdeye ama değişime uğrar bizim bildiğimiz
kış bu değil çünkü :) Ağır ağır konusu işlenmeye çalışan yönetmenimiz de kışı
sevmemiş olacak ki erkenden baharı getirmekte.
Mevsimlerden bahar. Umut, filizlenmek, yeniden doğmak.
İlkbahara ne verirsen yakışır yenilik anlamında ve güzellik anlamında. İnsanlar
aşık olmak ister. Aşk dolu gözlerle bakar. Sesleri titrer hatta gözleri
sevdiğini arar. Kışta hayaller kurulur bahar da bu hayaller olabilir mi acaba
diye düşünür insan ve bu hayalleri gerçekleşirse yaza girer. Ne tam soğuktur ne
tam sıcaktır insan ama içerdeki sıcaklığı dışa vurmuştur. Dans edilir mesela
bahar da şarkılar söylenir. İstediğinin yanında olmak ister insan bu mevsimde
bu duygu daha da ağır gelir. Hele de onun yanındaysan yıldızlar ayaklarına
değer gökyüzü senindir ve tüm evrenin sahibi sensindir. Bahar en güzel
mevsimdir.
Yaz. Artık doruğa ulaşılmıştır. Her şeye sahipsin ve daha
yeni bir şey olmaz hayatta ya tamamen elindeki ile yetinip her mevsiminin yaz
olasını sağlayacaksın ya da çöküşe gidecek yaşamın her şeyin daha fazlasını
isteyerek. Eğer insan ilkini seçerse peri masalları gerçek olur yaşamın sonuna
kadar mutlu yaşarlar. Ama insan oğlu
tamahkardır. Düşkün ve daha fazla daha çok arzulayan. Hiç bir zaman
yetinmeyecek bir istekleri vardır. Yaza geçen insan neden bunu ister ki?
Anlamsızca. Mevsim yaz ve tamamen senin eserin geçmişteki başarılarının eseri.
Eser senin ama insanlık aç gözlülüğün esiri olmuştur.
Son mevsim sonbahar. Hayatla bağlantısı kalmayan canlıların
öldüğü mevsimdir sonbahar. En ağır mevsim olur düşen yapraklar kuruyan ağaç
dalları. Üşür insan o vakitlerde soğumaya başlar hava. Canı çıkar bağıramaz
duyuramaz sesini. Ayrılık mevsimidir belki de çizilen yeni başlangıçların.
Üzülür insan ağlar haykırır ama ses edemez karanlığın gidişine. Sonbaharı kimse
sevmez ne gideni geri getirir ne de bir umut verir. Önün kış yaz geride kaldı
artık.
Aslında filmi kendi içinde söylenen bir şarkıdan anlıyoruz:
"Bu hikaye hayal kuranlara gelsin
Ne kadar aptalca görünseler de
Bu hikaye ağrıyan kalplere gelsin
Çıkardığımız karışıklığa
Bu hikaye kırılan kalplere gelsin"
Bana göre çok başarılı bir film izlenmesi gereken yüz
yapıttan biri belki de. En iyi film dalında Akademi Ödülünü hak etmesine rağmen
alamadı ama müzikleri ve piyano soloları ile çok farklı bir yerde.
Oyunculuk yönünden zaten anlatmaya gerek yok.
puanım : 8.9
27 Şubat 2017 Pazartesi
And the Oscar Goes to REZİL OLMAK
:) :) :)
Oscar Ödül Töreni Hakkında;
Oscar tarihinin belki de en büyük skandalı gerçekleşti...
Gösterilerin, müziklerin, şovların yani kısacası her şeyin önüne geçti...
Üstelik bu olayın en önemli kategoride olması herkesi derinden sarstı... (La
La Land'in yapımcılarına ve ekibine bakacak olursak her şeyi anlatıyor...)
Şimdi geçelim ödüllere;
EN İYİ FİLM :
MOONLİGHT (AY IŞIĞI)
İlk açıklandığı anda bu kategoride kazanan La La Land idi...
O halde iken sevindim ödül La La Land iken
ama yanlışlık olup geri almaları ve bunu da dakikalarca sürdürüp La La
Land'in yapımcılarının teşekkür konuşmaları yaptıktan sonra belirtilmesi tam
bir skandal ötesi... Moonlight filmini La La Land'in yapımcıları açıkladıktan
sonra sahnede kalıp onları alkışlaması alkışlanacak harekettir...
Benim favorim La La Land ödülün sadece 3 dakikalığına sahip olması
hayal kırıklığı... Bence bu ödüle sahip olması gereken La La Land idi...
Chicago bunu başarmıştı 2003 de 1970'lerden sonra ilk kez bu sene de olabilirdi
(((bence Chicago'dan daha da iyi bir yapım olmasına rağmen))) ama olmadı...
Geçen yılki Spotlight bu yılki Moonlight Oscar'ın geri gittiğine inandırıyor
beni...
Altın Küre'yi aldıktan sonra ödülün gitmesi şaşırtıcı olmadı
Moonlight açısından... Manceshter by the Sea çok daha etkili film olmasına
rağmen La La Land'in müzikal olamasına rağmen alması gerekirdi...
Gözlemlerime gelirsek Moonlight ödülü neden aldı?
1 - Geniş çaplı zaman dilimini anlattığı için ödül alması
konusunda kendisine kocaman bir artı sağladı... Tam bu tarz sayılmaz ama aklıma
gelen Butterfly Effect (Kelebek Etkisi) ve Mr. Nobody (Bay Hiç Kimse)
2- Aslında çekimleri
oyuncuların başka filmlerinden dolayı sürekli askıya alınıp tekrar motor
denilmesi ve özellikle de etkilenmemeleri için üç oyuncuyu asla bir araya
getirmemeleri hatta birbirlerini tanımamaları... Böyle olunca da kendisine
büyük bir artı daha kazandırıyor ve bu konuya da akademi jürilerin ayrıntıya
dikkat etmesi sağlanıyor...
3 - Film dağıtım sektörüne yeni girmiş olan A24'ün bu
sektörde yerini ispat etmeye çalışmasıyla ayrıntılı bir şekilde film
yapılmasını sağladı ve bu da kendilerine 2013'te girdiği dağıtıcılık sektöründe
3 yıl içinde en iyi film oscarı getirdi...
4 - Son dört sene de 4. adaylığı olan Jeremy Kleiner ve Dede
Gardner yapımcı olması ve ikinci kez ödülü kucaklaması (((12 Yıllık Esaret -
Özgürlük Yürüyüşü - Büyük Açlık)))
Korkak Robert Ford'un Jesse James Suikastı'ndan sonra ki en
iyi oyunculuğunu sergilemektedir (((araya birde Kızımı Kurtarın'ı da
sıkıştırabiliriz...)))
Aslında hakkıydı ya da haksızlık oldu diyemiyeceğimiz bir
kategoriydi... Çünkü kendisi dışında ki iki oyuncuda Viggo Mortensen (((Kaptan
Fantastik - Captain Fantastic))) ve Ryan Gosling (((La La Land - Aşıklar
Şehri))) kim alırsa alsın helal olsun denilecek kategoriydi... benim favorim Viggo
Mortensen'di... Ona şans ne zaman gülecek acaba Eastern Promises(((Şark Vaatleri)))
ile Daniel Day Lewis'e There Will Be Blood(((Kan Dökülecek))) filmindeki efsane
rolüne kaptırmıştı ödülü burada da Casey Aflleck çıktı karşısına... Viggo bir
filmde varsa en iyi erkek oyuncuya her zaman aday olacağını belli etti her ne kadar bizim hafızamıza Aragorn ile kazınsada...
Ryan Gosling oynayabileceği rolü kusursuza yakın oynadı zaten ama önünde Casey'in
aşılmaz oyunculuğu çıktı...
EN İYİ KADIN OYUNCU :
EMMA STONE (LA LA LAND - AŞIKLAR ŞEHRİ)
Sonuna kadar hak edilen bir oyunculuktu ama burada parantezi
Marrly Strep'e açmak gerekir...
Marrly Strep oyunculuk bazında tam 20. adaylığı... Dile
kolay tamı tamına 20 adaylık ve harika oyunculuğunu taçlandırdığı 3 akademi ödülü
efsane ötesi bir durum... Kim bilir Katharine Hepburn'ü(4 kez) geçebilir... Kimi oyuncular Oscar kazandıktan sonra geri
gider (Örneğin: Guguk Kuşu - Louise Fletcher Ölüm Yolunda - Susan Sarandon) ama bu kadın her rolünde
efsaneleşiyor... Rekoru kıracaktır elbette ve ilerletmeye de devam edecektir ve
bence oyunculuk bazında rekor hep kendisinde kalacaktır.
EN İYİ YÖNETMEN :
DAMİEN CHAZELLE (LA LA LAND -
AŞIKLAR ŞEHRİ)
Whiplash ile ne kadar iyi bir yönetmen olduğunu belli etti
ama sadece yöneterek tarz olmadı aynı zaman da yazarak da belli ediyor kendini
kesinlikle hak ettiği bir ödüldü... Diğer adaylara gelirsek Mel Gibson uzun
aradan sonra ((yaklaşık 10 yılın ardından))) motor demesi usta işi geri dönüş
fakat keşke oyuncuda kendisi oynasaydı da sürprizi gerçekleştiren film
olsaydı...
EN İYİ YARDIMCI ERKEK
OYUNCU: MAHERSHALA ALİ (MOONLİGHT - AY IŞIĞI)
Ödülün gitmesini biraz manidar buldum çünkü Trump'ın
uyguladığı baskıcı tavırlara en sert eleştiri daima sanat dünyasında ki kişiler
yapmakta ve hem bu ödül hem de yabancı dilde en iyi film ödülü eleştirinin
başka bir soluk almış hali...
EN İYİ YARDIMCI KADIN
OYUNCU: VİOLA DAVİS (FANCES)
Her ne kadar favorim Mancester by the Sea de ki performansı
ile Michelle Williams olsada sanırım alması mantıklı geldi bana... Ama şeytanın
avukatlığını yaparsak geçtiğimiz yıllardaki adaylıklar da siyahi oyuncu yok
baskısı ile verilmiş bir ödül müdür? orası sizlere kalmış.
EN İYİ YABANCI FİLM
ÖDÜLÜ: SALESMAN (İRAN)
Kazanacağı en net olan kategori... Film konusunda eleştiri
yapılmaz ama neden olduğu da biraz önce açıkladık...
EN İYİ FİLM MÜZİĞİ VE
EN İYİ ÖZGÜN ŞARKI : JUSTİN HURWİTZ (LA LA LAND - AŞIKLAR ŞEHRİ)
Yorum yok müzikler konusunda kim geçebilirdi ki bu sene ki
La La Land'i...
EN İYİ ÖZGÜN SENARYO
: KENNETH LONERGAN (MANCHESTER BY THE SEA - YAŞAMIN KIYISINDA)
Çok iyi senaryo ile verdiği duygu yükü harikaydı...
EN İYİ UYARLAMA
SENARYO : BARRY JENKİNS (MOONLİGHT - AY IŞIĞI)
favorisi olduğu dalı alan Moonlight...Yönetmen ve senarist
olan Barry Jenkins'ın yetiştiği mahalleden yaşamın bir kesiti bir parçası gösterdiği
filmle ödüle sahip oldu... Ödülü almasındaki en büyük etken filmin yansıtıcı
olması yani görmek istediğimiz ya da istemediğimiz her şeyin gözümüzün önünde
olması.
EN İYİ SES MİKSAJI :
KEVİN O'CONNELL (HACKSAW RİDGE - SAVAŞ VADİSİ)
Artık alma zamanı gelmiştir denilen kişiye verdi akademi
ödülü...Daha önceden 20 ke aday olup ödülü kazanan bazı filmler şöyle (((Top Gun
ile aday olsada ödül alan Platoon - Bir Kaç İyi Adam ile adaylık ödül alan Son Mohikan
- Con Air ile adaylık olmasına rağmen ödülü alan Titanic - Armageddon ve Zorro
ile bir yılda iki farklı filmle aday olmasına rağmen ödülü alan Er Ryan'ı Kurtamak)))
Kısacası bir türlü şansı tutmamıştı ama en sonunda kazandı... 20 kez tutmadı
ama yılmayıp 21.de kazandı:) :) :)
EN İYİ GÖRÜNTÜ
YÖNETİMİ : LİNUS SANDGREN (LA LA LAND - AŞIKLAR ŞEHRİ)
EN İYİ KOSTÜM
TASARIMI : COLLEEN ATWOOD
J. K. Rowling yazdığı Fantastik Canavarlar nelerdir nerede
bulunurlar ile kazandı...
EN İYİ FİLM KURGUSU :
JOHN GİLBERT (HACKSAW RİDGE - SAVAŞ VADİSİ)
John Gilbert Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği ile
alamadığı ödülü bu kez aldı.
EN İYİ GÖRSEL EFEKT :
ORMAN ÇOCUĞU (THE JUNGLE BOOK)
sinemayla kalın :) :) :)
26 Şubat 2017 Pazar
Legion 1. Sezon 2.Bölüm
Peter Pan hikayelerinde rast geldiğimiz alışkın olduğumuz
''Neverland'' (((Var Olmayan Ülke))) kavramıyla Legion incelemesine
başlıyoruz... Peter Pan'de ki Neverland'i Legion'da yerini Summerland'e
bırakmaktadır...
Peter Pan'de kayıp çocukların diğer canlılar ile mutlu
yaşadığı ülke olan Neverland Legion'da mutantların (((daha doğrusu telepatların
ve zaman gezginlerinin))) ülkesi olarak yaşamımıza girmektedir... Yani bir nevi
Peter David'e dönüşmekte Kaptan Hook'ta kendini Göz'e bırakmaktadır.
Bardağın dolu tarafından mı bakalım yoksa boş tarafından mı?
Baş kahramanımız David'e yaşamı vermeye çalışan Dr. Melanie, yaşamını almaya
çalışan ise Göz... Acaba bunlar David'in kuruntuları mı? Peki şimdi tam tersini
düşünün David'in yaşamını aslında istediği gibi yönlendiren Dr. Melanie
olursa... İşte burası tam bir soru işareti??? Siz nerden görmek isterseniz ama
bardakta boşlukta var...Ve şu bir gerçek hasta olan David'e istediğini
yaptırabilir, buna inandırabilir ve bunu gerçekleştirebilir...
David çok güçlü bir karakter ama gücünü tam olarak kontrol
edemiyor... Eğer kontrol edebilirse önünde hiçbir şeyin duramayacağı kesin...
Belki Summerland evrenini yeniden tasarlayacak ve bir nevi tanrıya dönüşecek...
Matrix filminde mimar vardı... Matrix'i tasarlayan ve
programın yaratıcısı... Burada Summerland'in kurucusu Dr. Melanie olarak
gözüküyor ama bence çok farklı bir karakter ortaya çıkacak çünkü mimar
Matrix'in ana hatlarının içinde ama tamamiyle arka planda idi... Dr.Melanie ise
ön planda bir karakter... Sistem evren çatışması dagün yüzüne David Göz
çatışması ile ortaya çıkacak
İlerideki bölümlerde telepatlar ve zaman gezginleri geçmiş
zamandaki zamanıdeğiştirdiği de görülecek hatta bu hikaye çocukluk anısından dolayı
annesine zarar verdiğini düşünüyorum ve bunu engellemek isteyecek David böylece
zamanıkıracaklar ve bu kesinlikle olacak hatta ablasını da kurtarmakiçin bu
gücünden yararlanabilecek ama şimdilik sadece izleyici durumundalar. Bu tez
doğru olur mu ilerleyen bölümlerde göreceğiz...
Yaşamı vermeye çalışan Dr. Melanie demiştik yani bi nevi
tanrı pozisyonunda ama David zihninde duyulması istenilen şeyi öğretmek
istenmesi onu daha çok tanrılaştırılmak istenmesinden kaynaklanmakta...
İnsanoğlu tanrıya yakarır dua eder ve tanrı bunu duyar isteneni verir yada
vermez... Dizinin işlemek istemesindeki amaç üçlemenin tek elde toplamasını
amaçlanmakta baba oğul ruh hikayesi... David bu dünyada tümgüçlerin hakimi gibi
görülüyor... Ve bir siyah varsa beyaz vardır mantığıyla iyiliğin karşısına
kötülük David'e karşılık Göz...
David'in Psikolog ile konuşmasını ben insanın ayna ile
konuşmasına benzetiyorum...
İnsan her ne cevap istiyorsa ayna da onu veriyor... Pamuk
Prenses'te ki cadının aynası gibi değil :) :) :) İnsanlar ne duymak isterse
aynanın karşısında onu duyuyor. İyi yada kötü acı yada tatlı...
Dip Not : Bu bölümün en can alıcı sahnesi ablasını bulduğu
sahne.... Başta belirttiğimizi sonda tekrar edelim. Kendi gücünün farkına
varmaya başlaması...
25 Şubat 2017 Cumartesi
LOGAN
Fragmanından verdiği tat ile efsane olacağı benziyor... Wolverine yeni sahnede Logan'a bırakıyor yerini... Karakterler aynı olsa da yeni isim yeni heyecan demek... Wolverine ismi ellerinden çıkarmayacağı kılıçlardan dolayı Logan'a bırakmıştır yerini bence aile kurması falan filan yani...
X-Men dünyasında herşey değişmiştir... Acaba çizgi romanda ki gibi olacak mi film bu soru işareti? Çünkü Logan X-Men dünyasının yok edilmesine neden olan kişi ilk karakteri Wolverine'in büyücü eline düşüp tüm X-Men evreni mutantları kılıçtan geçiriyor... Filmde olabilir mi? Sanmıyorum Fox aldı ama marvel'ın yenilmezlerini öldüremez... (((Aynı olay Nolon'lu Batman filminde oldu öldürmek istedi sonunda ama izin çıkmadı...))) Filmde gösterilmesi çok zor ama hikaye olarak anlatılabilir ki mutant avını başlatan kötü karakter Donald Pierce'in hikayesi ile...
İşte bu yüzden elini ayağını çektiği kahramanlık sektörüne hem Donald'ın mutant avı hemde intikam duygusunun ağır basmasıyla mecburen dönme eğiliminde olacak gibi görünüyor...
Logan mı Wolverine dönüşecek Wolverine mi Logan'a?
Merak edilen bu soru ise ikiside deyip geçiştirelim :) :) :)
Logan'ın X-Men evreninde düşmanı yukarıda da bahsettiğimiz Donald Pierce... Bir Cyborg grubu lideri kendisi... X-Men grubunun azılı düşmanı... Robocop un gelişmiş hali... Amacı tüm mutantları öldürmek olan Donald bunu intikam arzusu ile yapacak (((kendisi eski bir X-Men mutantı)))...
Çizgi romanda yakalanan Wolverine Logan'a dönüşmeden önce acı çekmekte işkence edilmekte ve hatta çarmıha geriliyor filmde mutlaka göreceğimiz sahneler bunlar...
Logan fragmanında bir şey dikkatimi çekti sanırım en kanlı X-Men filmi olacak...
Ayrıca müziklere ayrı bir parantez lazım Usta Johny Cash'e saygı duruşu Hurt şarkısıyla...
Şimdiden kaliteli olacağı belli olan filmde Hugh Jackman'ın efsane rolü kendisine yapışan rolü ilk filmi 2000yılında olan ve son kez 2017'de Wolverine'e dönüşecek... Umarım devam eder yada bu bir temenni çünkü Hugh Jackman'dan sonra kim gelirse gelsin gözlerimiz Avustralyalıyı arayacak...
Sinemayla kalın :):):)
24 Şubat 2017 Cuma
OSCAR
En iyi film ödülü adaylıkları beş iken fazlalaştırılması ve
bunun da ticari faliyet uğrunda yapılması aslında geri gitmesindeki neden...
2008 son kez beş adaylık olan oscar töreni aday olanları hatırlayalım kısaca
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi / The Curious Case of Benjamin Button -
Frost/Nixon - Milk - Okuyucu / The Reader ve ödülü kazanan Milyoner / Slumdog
Millionaire en son beş adaylığın olduğu oscar... Şimdi bu filmlerden
herhangibiri 2009(Ölümcül Tuzak / The Hurt Locker) 2012 (Argo) 2015 (Spotlight)
aday olsa çok rahat alabilirdi. yapımcıları düşünmüş müdür acaba keşke bi kaç
yıl bekletseydik diye... Ben olsam kafamı duvarlara vururdum... Bu sene ki
adaylıklar hakkında elbet bilgi verilecek ama bu yazının amacı geçmişin
büyüklüğü.
Oscarları anlamak biraz karmaşa
dolu daha önceki kazananlardan biri olan Coen biraderlerin İhtiyarlara Yer Yok
/ No Country for Old Men bana göre hakkı yenen Kan Dökülecek / There Will Be Blood...Daha
önce sene hakkı yenen Alejandro González Iñárritu vardı Babil gibi etkileyici
senaryo oyunculuk ve müziklere rağmen ödül iade-i itibar olarak Martin
Scorsese'nin Köstebek / The Departed filmine gitmiş... Eski adaylıkları ve
oyuncuları filmleri değerlendirmeye sonraki yazılarda değineceğiz.
Gelelim oscarlarda gitgide düşen kaliteye... bahsettik
yukarda Alejandro González Iñárritu çok iyi bir yönetmen ama verilebilecek en
kötü filmine en iyi film ve yönetmen ödülü verildi Birdman(Cahilliğin
Unutulmayan Erdemi) (((hemen söyleyelim hangi filmler ile karşılaştırdığımızı
Paramparça Aşklar ve Köpekler - Babil - 21 Gram))) ile Tom McCartthy nin
Spotlight'ı eski yıllarda olsa adaylık bile verilmeyecek filmler aday
gösterildi ve kötünün en iyisi ödülü aldı. Bu yılki
adaylıklar kimler;
Kazanacağı konusunda çok büyük favori olan LaLa Land
(Aşıklar Şehri)
14 adaylıkla Oscar adaylıklarında rekoru egale etti 7 dalda
altın küre kazandı. Müzikleri senaryosunun önüne geçen bi yapım. Zor olanı
başarıp müzikalle bunu başaran chicago (13 dal adayı en iyi film dahil 6
kazanan) Kırmızı Değirmen (Moulin Rouge - 8 dal adaylık - 2 kazanan ) hatta
onları geçip bunu başaran bir film. Emma Stone ve Ryan Gosling'in sade duru ve
çok iyi oyunculukları ile açık ara favori... Çok rahat da alabilir...
2- Moonlight (Ay Işığı)
Altın Küre Ödüllerinde en iyi drama filmi kazandı fakat baş
etmesi gerekecek bi LaLa Land var. 8 dal adaylığı bana göre eksik kalmasına
rağmen drama filmlerinin en iyisi süpriz olacaksa LaLa Land'i geçecek bi film o
da Moonlight olabilir.
3- Arrival (Geliş)
8 adaylığı bulunan teknik konuda çok iyi bir film beni
etkileyen Amy Adams değil ama Forest Whitkaer'ın oyunculuğu.
4- Manchester by the sea(Yaşamın Kıyısında)
6 adaylığı var . Kazanması çok zor en iyi film dalında ama
Casey Affleck'e şans gülebilir bu sene ve en iyi erkek oyuncu ödülünü alabilir
((( her ne kadar favorim Viggo Mortensen - Captain Fantastic olsa da ve duru bi
oyunculukla Ryan Gosling - LaLa Land )))
En iyi film dahil 6 dalda adaylığı bulunmakta. Açıkcası Lala
Land ile Moonlight ödülü alamazsa benim süpriz tercihim.
6- Hacksaw Ridge (Savaş Vadisi)
Mel Gibson'un yönetmen koltuğuna oturduğu ve keşke oyuncu da
kendisi olsaydı dediğim film en iyi film ve yönetmen dahil 6 adaylığı
bulunmakta. En iyi filmi kazanacağı çok zor olsa da umarım Gibson film
yönetmeye devam eder.
7- Fences
Yönetmen ve oyunculukta bir başka usta isim var Danzel
Washington geri planda kalıyor ve 4 dal adaylığı ile sadece oscarda sonradan
gelen bahsettiğimiz adaylıkların 5'den yukarıya çıkması ile aday olan film.
4 adaylığı bulunmakta ama Fances hakkında ki söylediklerim
aynen geçerli.
9- Hidden Figures (Gizli Sayılar)
3 dalda adaylığı var en iyi film ödülünü alırsa intihar
videomu blog sayfama yüklerim :) :) :)
Sinemayla kalmanız dileğiyle
Legion 1 sezon 1 bölüm
Adamda obsesif kişilik bozukluğuna sahip biri... Ama bu film de dediğimiz var ya Erdal bakkal tuzluk olayı öyle olacak kendisi her şey yada adamı bitirmek için uydurulmuş tezgah ama bu filim de bence 7 büyük günaha dem vuracaklar ilk bölüm bence bunu anlatıyor... Orijinal adam öfke hakim olamıyor kendine Yarattığı kadın şehvet içeri olma nedeni onu da kimseye dokunamamaktan ortaya çıkıyo... Hani diğer bölümlerde eminim vardır devamı kibir açgözlülük kıskançlık oburluk tembellik çünkü ona dem vuruyor ya biraz alttan Hristiyanlık yüce gibi bişi çıkacak... O ara ara görülen şişko manken oburluğu bile yansıtabilir. Yaşlı kadın kibir olabilir. Hani ilk bölümde bi sahne var kapılar olmayan koridor cehennemin kapısı olmaz derler oraya düşersin giremezsin böyle olunca da biraz İncil ön plana çıkıyor... Yalnızca ben oyuncu biraz hafif kalmış gibi hissediyorum hani elinde çok manyak bi rol var adam tek düze kalmış gibi hani mr.robot daki çocuk bile bundan daha etkili rol bakımından ...